JOHN GREENİ TANIYALIM
24 Ağustos 1977 doğumlu olan John Green yazarlık kariyerine Alaska’nın Peşinde romanı ile hızlı bir giriş yaptı. Ardından bir çok romana imza atan ünlü yazar ilk kitabının başarısını bir türlü yakalayamadı. 2012 yılında yayınladığı Aynı Yıldızın Altında romanı ile ise kariyerinin en büyük çıkışını yaptı. 2014 yılında beyazperdeye uyarlanan roman uzun süre en çok satanlar listesindeki yerini korudu.
Aynı zamanda blog yazarlığı ve eğitici video yapan John Green 2014 yılında Time magazin tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olarak gösterildi.
John Green Romanları / Kitapları:
Alaska’nın Peşinde - Looking for Alaska - 2005
İlk Aşk - An Abundance of Katherines - 2006
Let It Snow - 2008
Kağıttan Kentler - Paper Towns - 2008
Will Grayson - 2010
Aynı Yıldızın Altında - The Fault in Our Stars - 2012
JOHN GREEN ESERLERİ
Alaska'nın Peşinde
John Green’in ilk romanı olan ve ona Printz ödülünü kazandıran Alaska’nın Peşinde mükemmel kurgusu ile dikkat çeken mükemmel bir roman.
Miles Halter adındaki karakterin hikayesinin anlatıldığı romanda Alaska Young’un Miles’ın hayatı üzerindeki kalıcı etkisi çarpıcı bir şekilde okurlara sunuluyor.
Miles Halter, Francois Rabelais’in ölmeden önce betimlediği Büyük Belki bilinmezliğinin etkisi altındadır ve onu bulabilmek için herşeyi yapmaya hazırdır. Lise hayatına başladığında Alaska ile tanışır ve hayatı tamamen değişmeye başlar. Herşeyin ilkini yaşamaya başlayan Miles için Alaska tam bir tutkuya dönüşmüştür. Alaska’nın peşinden çıkışı belli olmayan bir labirete sürüklenen Miles için hayat kalıcı olarak bir değişime uğrayacaktır.
John Green, Alaska’nın Peşinde romanı ile genç yaşta yaşananların insan hayatı üzerinde kalıcı nasıl etkiler bıraktığını mükemmel bir aşk hikayesi ile anlatıyor.
İlk Aşk
John Green’in ikinci romanı olan İlk Aşk – 19 Başarısız Denemeden Sonra Aynı Yıldızın Altında romanından çok farklı diyebiliriz. Yazar bu kitabında ağlatmaktan daha çok okurlarını oldukça eğlendiriyor. Yani İlk Aşk romanı ile romantik komedi tarzına kayıyor diyebiliriz.
İlk Aşk kitabının ana kahramanı olan Colin her zaman Katherine gibi bir sevgili hayal etmiştir. Hayal etmenin yanında bunu başarmak içinde çok çabalamıştır fakat her seferinde başarısız olmuştur. Şimdiye kadar toplam 19 kez yarı yolda kalmıştır ve artık kendi yaklaşımına farklı bir şeyler katması gerektiğini anlamıştır. Bunun üzerine pek işe yaramayan dış görünüşü yerine bu kez zekasını kullanmaya karar verir.
Colin kendine göre romantik ilişkilerin formülü çıkartmaya çalışır. Böylece bilimsel veriler ile kız arkadaş edinmenin planını yapmaktadır. Başarabilirse terk edilenlerin kahramanı olacaktır ve aşk ilişkileri artık içinden çıkılmaz olmaktan çıkacaktır. Fakat Colin’in hedefi pek kolay değildir ve bu planı onu komik maceraların içine sürükleyecektir.
Kağıttan Kentler
Kağıttan Kentler
Aynı Yıldızın Altında ve Alaska’nın Peşinde romanları ile tanıdığımız John Green felsefik aşk romanları serisine Kağıttan Kentler romanı ile de devam ediyor.
Kağıttan Kentler aslında harita üreticilerinin haritalarının telif haklarını koruyabilmek için haritaların içerisine yerleştirdikleri var olmayan kasabalara verilen isimdir. Böylece haritanın kopyası yapıldığında bu kentler sayesinde haritanın kime ait olduğu ortaya çıkar. John Green’de bu tarz bir kent ile olan anısından yola çıkarak Kağıttan Kentler kitabını kaleme almış.
Kitabın ana karakteri olan Quentin, ailesinin de büyük yardımı ile başarılı ve sakin bir hayat sürmekte ve lisenin son sınıfında üniversite planları yapmaktadır. Platonik olarak aşık olduğu Margo ise 2 yaşından beri onun komşusudur fakat Margo okulun en havalı ve güzel kızı olduğu için Quentin Margo ya çok yakın olsa da aslında çok uzağındadır. Unutamadığı en büyük anısı ile daha çocukken Margo ile oynarken birlikte buldukları bir cesettir.
Quentin bir gece Margo’yu odasının penceresinde yüzü boyalı olarak bulur. Margo Quentin’den arabasını ister ve dahası bu gece için onun şoförlüğünü yapmasını da ister. Quentin gece yarısı bu isteğe bir anlam veremez fakat Margo ile zaman geçirme fırsatı yakaladığı için öneriyi kabul eder. Herkes uyuduktan sonra Quentin ve Margo, Margo’nun listesindeki yapılacakları yapmak için şehrin karanlığında yola koyulurlar.
Margo, sevgilisinin onu aldattığı öğrendikten sonra o gece herkesten intikam almak ister. Eski sevgilisi kız ile birlikte iken yakalanmasına neden olur, onun çıplak fotoğraflarını çeker, gıcık olduğu arkadaşının arabasına balık koyar vs. Mola verdiklerinde bir gökdelene çıkarlar ve Margo yaşadıkları şehri nasıl kağıttan bir kente benzettiğini anlatır.
Quentin yorgun ama bir o kadar mutlu şekilde eve gelir. Yatağa başını koyduğunda Margo ile yarın her şeyin nasıl farklı olacağının hayalini kurar. Fakat sabah okula gittiğinde Margo ortalıklarda yoktur. Dahası Margo hiç ortalıklarda yoktur ve Quentin Margo’nun evden kaçtığını öğrenir. Tam aşık olduğu kıza yakınlaşmışken Margo’nun ortadan kaybolması ve dahası geride ip uçları bırakarak kaybolması Quentin’in merakını arttırır.
Quentin sadece onun odasından görünebilecek olan Margo’nun odasında daha önce orada olmayan ve kendisine bakıyormuş gibi hissettiren posteri görünce Margo’nun ipuçlarını onun için bıraktığını anlar. Arkadaşlarını da bir araya gelip dedektiflik yapmaya başlarlar. Tahmin ettikleri gibi bir ipucu onları bir diğerine sürükler. Fakat ipuçlarından bazıları Quentin’e Margo’nun ölü bedenini bulabileceğini düşündürür. Birlikte geçirdikleri son gece eski anıları canlandırdıklarında Margo ona yıllar önce buldukları ceset gibi kendi bedeninin sıradan insanlar tarafından bulunmasını istemediğini söylemiştir. Bu yüzden Quentin, Margo’nun ölü bedenini kendisinin bulmasını istediğini düşünmeye başlar.
Quentin ve arkadaşları ipuçlarını takip ettiklerinde sonunda karşılarına kağıttan bir kent çıkar. Son ipucu Margo’nun nerede olduğu söylemektedir fakat oraya varmaları yaklaşık 23 saat tutacakken Margo’nun ip ucunda onlara tanıdıkları zaman için sadece 21 saat kalmıştır. Quentin ve arkadaşları hızlı ve uzun bir araba yolculuğuna koyulurlar. Yol boyunca Quentin Margo ile karşılaşmasını hayal eder. Tam olarak ne beklediğini yada ne bulacağını bilemez. Yıllardır sadece uzaktan gördüğü ve tanıdığı Margo’yu mu yoksa ipuçlarını takip ettikçe keşfettiği yeni Margo’yu mu?
Sonunda kağıttan kente geldiklerinde ise Quentin ve arkadaşlarını bekleyen bir sürpriz vardır. Aslında onlar için bırakılmış ipuçları yoktur, sadece silinmeye çalışılan izler vardır.
Aynı Yıldızın Altında
Amerikanın en ünlü ve yetenekli yazarlarından biri olan John Green yeni romanı Aynı Yıldızın Altında kitabı ile yine okurlarını etkisi altına almayı başarıyor.
İlk olarak 2012 yılında çıkan kitap bir anda okurlardan büyük beğeni topladı ve bir çok kitap listesinde bir numaraya kadar yükseldi. Bir çok saygın eleştirmenden de tam not alan kitap sonunda Türk okurları ile de buluşuyor.
Kitap 16 yaşında kansel hastası bir gencin hikayesini anlatıyor. Genç yaşta ölümcül hastalığa yakalanan ve bir tıp mucizesi ile biraz daha uzun yaşama umudu olan gencin ölümcül sonucu ertelemekten öteye gitmez. Ta ki hayatına biri girene kadar. Genç kız hayatına yeni giren kişiye olan bağı farklı mucizeleri de beraberinde getirecektir.
Aynı Yıldızın Altında romantik kitapları sevenlerin mutlaka okuması gereken mükemmel bir roman. Zamanı azalan bir gencin bu kısa zamana bir ömür sığdırmaya çalışmasını okurken göz yaşlarınıza hakim olmakta zorlanacaksınız.
Ya çılgın dostunuz hayatınızla dalga geçen bir müzikal sahneliyorsa
Ve hoşlanmadığınızı sandığınız kız sizden hoşlanmaya başladıysa?
Öteki Will Grayson
Ya yapayalnız hissettiğiniz bu dünyada tek gerçeğiniz depresyonunuzsa
Ve hiç tanışmadığınız birine sırılsıklam âşık olduysanız?
İkisinin de ismi Will Grayson;
İkisi de Şikago'da yaşıyor
Ve ikisi de on yedi yaşında…
Ortak bir de dertleri var:
Aşka duydukları su katılmamış korku…
0 yorum:
Yorum Gönder